Yazılar

KONUT VE ÇATILI İŞYERİ KİRALARINDA YAN GİDER KAVRAMI

1. GENEL Türk Borçlar Kanunu’nda kira sözleşmesine ilişkin hükümler; genel hükümler, konut ve çatılı işyeri kiraları ve ürün kirası olmak üzere üç başlık altında düzenlenmiştir. Bu ayrıma göre konut ve çatılı işyeri kiraları hakkında öncelikle ikinci ayrımda yer alan düzenlemeler uygulanacak olup bu kısımda yer almayan hususlar hakkında ise genel hükümler başlığı altında yer alan düzenlemeler uygulanacaktır. Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracının, kira bedeli ve yan gider dışında başka bir ödeme yükümlülüğü bulunmamakla birlikte (TBK m. 346) yan giderin ödenmemesi durumunda kira sözleşmesinin feshedilmesi söz konusu olabilecektir (TBK m. 315). Bu nedenle yan gider en az kira bedeli kadar önem arz etmektedir. TBK m. 339-356 aralığında yer alan Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarına ilişkin düzenlemelerde yan gider adı altında bir düzenleme bulunmasa da TBK m. 341’de kiracının, konut ve çatılı işyeri kiralarında ısıtma, aydınlatma ve su gibi kullanma giderlerine katlanmakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin yan gider hakkında olduğu, TBK m. 303’te yer alan düzenlemeden anlaşılmaktadır. Kanunda yan gider kavramının açıkça bir tanımı bulunmamakla birlikte TBK m. 303 ‘’Yan giderlere katlanma borcu’’ düzenlemesinden yan giderin kiralananın kullanımı ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu düzenlemeye göre; kiraya veren kiralananın kullanımıyla ilgili olmak üzere, kendisi veya üçüncü kişi tarafından yapılan yan giderlere katlanmakla yükümlüdür. Kira sözleşmesinde, kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etme ve sözleşme süresi boyunca bu durumda bulundurma borcu kiraya verenin asli borcu olup bu borcu sağlamak adına yapılan giderler de asli giderlerdir. Oysaki yan gider kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etme ve sözleşme süresi boyunca bu durumda bulundurma amacı taşımayan kiralananın kullanımla ilgili olan yan borcun yerine getirilmesinin karşılığıdır. Her ne kadar TBK m. 303’te yan giderlere kiraya verenin katlanmakla yükümlü olduğu düzenlenmiş olsa da TBK m. 341’de kullanma giderlerine kiracının katlanmakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Ancak düzenlemede yer alan ‘’aksi öngörülmeme veya aksine yerel adet olmama’’ ifadelerinden bu hükmün emredici olmadığı dolayısıyla konut veya çatılı işyeri kira sözleşmelerinde kiralanın kullanımı ile ilgili ortaya çıkacak yan giderlerden sorumluluğun kiraya verenin üzerine bırakılmasının da mümkün olabileceği anlaşılmaktadır. Taraflar yan giderlerin ödeme zamanını sözleşmede serbestçe belirleyebilirler. Taraflarca aksi yönde bir düzenleme kararlaştırılmaması veya yerel adetin bulunmaması ihtimalinde, yan giderler, her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödenmesi gerekir (TBK m. 314). Yan giderin ödenmemesi durumunda ortaya çıkacak sonuç TBK m. 315’de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, belirli şartların gerçekleşmesi halinde kira sözleşmesinin feshedilebilecektir. TBK m. 315 hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için öncelikle kiracıya bildirimde bulunulması zorunludur. Sözleşmede veya kanunda belirtilen ödeme süresinin geçmiş olması sonucunda yan gider istenebilir hale geldikten sonra kiracıya yapılacak bildirimde yan giderin otuz günlük sürede ödenmesi gerektiği bu süre içerisinde yan giderin ödenmemesi durumunda ise kira sözleşmesinin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiraya veren tarafından keşide edilen ihtarın ulaşma tarihinden itibaren en az otuz (30) günlük süre içinde yan giderlerin ödenmemesi kira sözleşmesinin feshine neden olacaktır. Ancak yan giderin ödenmemesi hakkında yapılan ihtar, kira bedelinin ödenmemesine bağlı olarak keşide edilen iki haklı ihtar nedeniyle kira sözleşmesinin sona ermesine benzer sonuçlar doğurmaması nedeniyle yan giderler hakkında keşide edilecek iki ihtar nedeniyle dava yoluyla kira sözleşmesinin sona ermesi mümkün değildir (TBK m. 352). Kiracı verilen süre içinde yan gideri ödemezse kiraya veren sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açabilir. Kiracının sözleşme kapsamında ödemekle yükümlü olduğu yan gideri tam ve zamanında ödememesi durumunda ödenmeyen veya eksik ödenen yan giderlerin tahsili ile kiralanandan tahliyesi için kiraya veren tarafından kiracı borçluya karşı ilamsız icra takibi de yapılabilir. İcra ve İflas Kanunu’nun 269-269/d maddeleri arasında kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle ilamsız tahliye takibi düzenlenmiştir. İİK’nın 269/1. maddesine göre kiraya veren ödenmemiş kiranın tahsili için yaptığı ilamsız takip talebinde, kiracıya ödeme emriyle TBK’nın 315. maddesinde yazılı ihtarın da yapılmasını isteyebilir. Böylece kiracının kira borcunu ödemede geciktiği halde kiraya veren aynı takipte hem ödenmeyen kira bedellerini hem de borçlunun temerrüt nedeniyle tahliyesini talep edebilir. Konut veya çatılı işyeri kira sözleşmelerinde yan giderlerden kiracının sorumlu olacağına dair kayıt bulunması halinde, yan giderlerinin ödenmemesi hakkındaki hukuki sonuç TBK m. 315 hükmü gereğince kira bedelinin ödenmemesi halinde karşılaşacak hukuki sonuçla aynı olacaktır. Bu kapsamda İcra ve İflas Kanunu m. 269-269/d maddeleri arasında kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle ilamsız tahliye takibine ilişkin düzenlemeler yan giderin ödenmemesi durumunda da uygulanarak kiracının tahliyesi istenebilecektir. Yan giderin ödenmemesi durumunda, kiraya verenin ilamsız tahliye takip talebini alan icra dairesi, borçluya ihtarlı ödeme emri göndererek borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı kira (yan gider) borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren TBK'nın 315. Maddesinde belirtilen ödeme süresi içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62 ) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m. 78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmaz tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu itiraz süresi içinde ödeme emrine itiraz etmez ise ilamsız tahliye takibi kesinleşir. Borçlu kiracının süresinde ödeme emrine itiraz etmemesi ile ilamsız tahliye takibi kesinleşirse de, alacaklı kiraya veren bunun üzerinden hemen haciz ve tahliye isteyemez. Borçlu ödeme süresi içinde yan gider borcunu ödeyebilir. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren ödeme süresi içinde yan gider borcunu öderse ilamsız tahliye takibi son bulur, kiraya veren haciz ve tahliye isteyemez. İcra ve İflas Kanunu’nun 269/a maddesine göre, borçlu itiraz etmez ve yan gider borcunu da ödemezse alacaklı ödeme süresinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde icra mahkemesinden tahliye isteyebilir (Y. HGK. 2024/12-785 E. 2025/426 K.). 2. UNSURLARI Kanunda, yan gider kavramının tanımı bulunmamakla birlikte TBK m. 303 ışığında yan gider kavramının unsurlarının; yan edimin varlığı, yan edimin kiraya veren veya üçüncü kişi tarafından yapılması ve yan edimin kiralananın kullanımı ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır. 2.1. Yan Edimin Varlığı Yan giderden bahsedebilmek için kiralananın sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etme ve sözleşme süresi boyunca bu durumda bulundurulması dışında kiralananın kullanımına bağlı olan yan edimin varlığı gerekmektedir. Konut veya çatılı işyeri hakkında yapılacak tamirat ve tadilat giderleri yan gider değildir. Örneğin dış boya veya çatı onarımı gibi harcamalar kiralananın sözleşme süresi boyunca kullanıma uygun bulundurma borcunu yerine getirme amacı taşımaktadır. Tamirat ve tadilat harcamaları, yan gider harcaması olarak kabul edilmediğinden TBK m. 315 çerçevesinde temerrüt nedeniyle feshe dayanak olamaz. Tamiratın yapılmaması veya onarılmaması halinde kiralananın kira süresi boyunca sözleşme süresi boyunca kullanıma elverişli bulundurma yükümlülüğüne aykırılık teşkil edecektir. TBK m. 317 hükmünde yer alan kiralananın olağan kullanımı için gerekli temizlik ve bakım giderleri yan gider olarak değerlendirilmemektedir. Temizlik giderlerinin, kiracının kiralananı özenle kullanma borcu içeriğinde yer alması ve bakım giderlerinin kiralananın varlığına yönelik olması nedeniyle yan edim kapsamında değerlendirilemez. Temizlik ve bakım işlerinin kiracı tarafından yerine getirilmemesi durumunda kiralananın özenle kullanma borcuna aykırılık teşkil etmesi sebebiyle TBK m. 316 bağlamında kira sözleşmesinin feshedilmesi mümkün olabilecektir. İnternet, elektrik, su ve ısıtma gibi hizmetlerin abonelik sözleşmesiyle sağlanması, bireysel harcama olması nedeniyle yan edim olarak değerlendirilmesi mümkün olmamakla birlikte bu tür hizmetlerin merkezi olarak sunulması durumunda yan edim olarak değerlendirilmesi gerekir. Kat Mülkiyet Kanunu m. 20’de konut veya işyerinin bulunduğu anagayrimenkulün yönetimi, bakımı ve korunması için yapılacak ortak giderler hakkında düzenlemeler bulunmaktadır. KMK. m. 20 hükmündeki ortak gider ile Türk Borçlar Kanunu anlamında yan giderler birbiriyle örtüşmekte birlikte farklı kavramlardır. Yan giderler kiralananın kullanımıyla ilgili ortak yapılan harcamalar olarak karşımıza çıkmakta iken ortak giderler kat mülkiyetine bağlı taşınmazlarda ana taşınmazın genel giderleri için yapılan harcamaları ifade etmektedir. Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan, bekçi giderleri, anagayrimenkulün sigorta primlerini, ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi giderler, ortak tesislerin işletme giderleri ortak ve genel gider olarak adlandırılmaktadır (KMK. m. 20). Söz konusu madde uyarınca, kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü bir anlaşma olmadıkça, kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; ana taşınmazın sigorta primlerine, bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa ise kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür. Belirtilen giderlere, kat malikinin katılma yükümlülüğü oturma izni alındığı tarihte, eğer alınamamışsa taşınmazın teslim alınmasından, fiilen oturma tarihinden itibaren başlar. KMK m. 20/I-a’da yer alan kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi için yapılacak giderler kiralananın kullanımı ile ilgili olması nedeniyle yan gider olarak değerlendirilebilir. KMK m. 20/I-b kapsamındaki, anataşınmazın sigorta primi, ortak yerlerin korunması güçlendirilmesi, onarılmasına yönelik harcamalar, eşyanın kendisine yapılan harcamalardır ve dolayısı ile yan giderin kiralanan şeyin kullanımı ile ilgili olma unsurunu karşılayamamaktadır ve bu nedenle de yan gider olarak nitelenmeleri mümkün değildir. Yönetici aylığı ve yönetim giderleri kiralananın kullanımı hakkındadır. Ancak ortak tesislerin işletme giderleri kiralanan şeyin kullanımı ile ilgili olması nedeniyle yan gider olarak kabul edilecektir (Y. 8. HD. 04.10.2017 T. 2017/3731 E. 2017/12158 K.). Kat Mülkiyet Kanunun 20. madde gereğince kat malikinin sorumluluğu ortak yerlere yönelik bakım onarım giderlerinden olup, kiracının sorumluluğu ise ortak gider avanslarından genel giderler bakımındadır. Buna göre bağımsız bölümün onarım giderleri iyileştirici tadilatlar bağımsız bölümün güçlendirilmesi gibi masraflar bağımsız bölüm malikinin, ortak giderler aidatı ise kiracının sorumluluğu kapsamında olacaktır (Y. 20. HD. 03.04.2018 T. 2017/2405 E. 2018/2562 K.). Ortak tesislerin kullanılmadığı ve ortak tesislerden faydalanmaya ihtiyaç olmadığı gerekçesi ile yan giderlerden kaçınılması mümkün değildir. KMK m. 20’de yer alan giderlerden kat malikleri sorumlu olmakla birlikte m. 22’de kiracılar hakkında da sorumluluk düzenlenmiştir. Ancak burada yer alan sorumluluk kira sözleşmesinden bağımsızdır. Kira sözleşmesinden ortak giderlerden kiracının sorumlu olacağına dair hüküm olmasına bakılmaksızın ortak giderlerin teminat altına alınması maksadıyla bu giderlerden kira miktarı ile sınırlı olacak şekilde kiracının sorumluluğu düzenlenmiştir. KMK kapsamında yan gider niteliğinde olan ortak giderlerin kira sözleşmesinde kiracı tarafından ödenmesi kararlaştırılabilir (Y. 3. HD. 22.06.2009 2009/9043 E. 2009/10720 K.). Konut ve çatılı işyeri kiralarında, yan gider niteliğini haiz ortak giderlerin kiracı tarafından ifa edilmesi ihtimalinde, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine göre iç ilişkide kiracının kiraya verene rücu edip edemeyeceği veya rücu edecekse hangi oranda rücu edeceği tespit edilebilecektir. Bu konu hakkında bir düzenleme olmaması durumunda bu giderlerin ödenmesi kiraya verene ait olacak ve kira bedeli miktarı ile sınırlı olarak kiracı tarafından ödeme yapılması durumunda, yapılan ödeme kira bedelinden düşülecektir. Çatılı işyeri kirası hakkında verilen bir kararda, kira sözleşmesinde yer alan ‘’kiracı, kiralananın içinde bulunduğu binanın ortak kullanım ve yönetim giderlerinden (ortak alanlar ile ilgili su, elektrik, ısıtma masrafları, park alanları ve yolların temizliği güvenlik, çöplerin atılması, ilaçlama gibi masraflar) işletme bütçesine göre hesaplanacak metre kare birim maliyeti ile kiralananın metre karesinin çarpımı sonucu ortaya çıkacak miktar kadar sorumludur’’ maddesinin geçerli olduğu ve tarafları bağladığı belirtilmiştir (Y. 6. HD. 2014/7860 E. 2015/3923 K.). 2.2. Yan Edimin Kiraya Veren veya Üçüncü Kişi Tarafından Yapılması TBK m. 303 hükmüne göre, kiraya veren veya üçüncü kişi tarafından yapılan yan edim olmalıdır. Kiraya veren yan giderin karşılığını oluşturan yan edimlerde dahil olmak üzere üstlendiği bütün yükümlülüklerini bizzat kendisi kiracıya sunabileceği gibi, belirlediği üçüncü kişiler vasıtasıyla da sunabilmesi mümkündür. Kiraya verenin bizzat kendisi tarafından veyahut hizmet satın aldığı bağımlı çalışanı veya çalışanları niteliğindeki üçüncü kişiler aracılığıyla sundukları söz konusu yan edimler, TBK m. 303 hükmü kapsamında kiraya veren tarafından bizzat sunulmakta iken, kiraya verenlerin hizmet sözleşmesi ile bağlı olmadan, istihdam ettikleri kişiler tarafından sunulan yan edimler de TBK m. 303 hükmü çerçevesinde üçüncü kişiler tarafından yapılan yan gider olarak kabul edilmektedir. Konut Kapıcıları Yönetmeliği kapsamında kapıcılık hizmetlerinin görevlisinin iş vereni taşınmazın maliki veya malikin ortaklarıdır. Kiraya verenin malik olması durumunda, kapıcılık hizmetinin bizzat kiraya veren tarafından sunulduğu, kiraya verenin malik olmadığı durumlarda kapıcılık hizmetinin üçüncü kişi vasıtasıyla sunulduğu kabul edilmektedir. TBK m. 341’de yer verilen su, aydınlatma ve ısınma gibi kiracı ile kira sözleşmesine taraf olmayan hizmet sağlayıcılardan abonelik sözleşmesi kapsamında alınan hizmetler şahsi ihtiyaçları karşılamaya yönelik tüketim harcamaları olmaları nedeniyle yan gider olarak değerlendirilemez. Isıtma, aydınlatma ve su gibi harcamaların yan gider olabilmesi için merkezi olarak yapılması gerekir. Benzer şekilde TBK m. 317 gereğince kiralananın olağan kullanımı için gerekli temizlik ve bakım giderlerinin kiracı tarafından yapılması nedeniyle bu masraflar yan gider kapsamında değerlendirilemez. Kiraya veren ya da üçüncü kişi tarafından yan giderin karşılığı olan yan edimin yerine getirilmemesi durumunda kiraya verenin ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin düzenlemelerin kıyas yoluyla uygulanması gerektiği ifade edilmektedir. 2.3. Yan Edimin Kiralananın Kullanımı ile İlgili Olması TBK m. 341’de kiracının katlanmakla yükümlü olduğu yan giderlerin kiralananın kullanımı ile ilgili olması gerektiği düzenlenmiştir. Kiraya verenin, kiralananı sözleşmede belirlenen amaca uygun teslim etme ve kira müddeti boyunca da kullanıma elverişli bulundurma yükümlülüğünün sağlanması maksadıyla kiralanan hakkında yapılan giderler asli borcun ifasını sağlaması nedeniyle yan gider olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Konut veya çatılı işyerine yönelik harcamalar eşyaya yönelik harcamalar olup kiralananın kullanımı hakkında yapılan gider olarak değerlendirilemez. Kiracının, deprem sigortası, gelir vergisi ve emlak vergisi gibi kiralananın mülkiyetinden doğan masrafları veya giderleri ödeme borcu kural olarak bulunmamaktadır. Bu bağlamda vergilerden kiraya veren sorumlu olmakla birlikte kiralananın kullanımından kaynaklanan çevre ve temizlik vergisi bakımından kiracının ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Emlak vergisi; konusu, bina ve arazi olan ve bu bina veya arazinin maliki, intifa hakkı sahibi; her ikisi de yoksa, malik gibi tasarruf eden kimsenin ödediği ve matrahı bina ve arazinin değeri olan ve oranı yasada ayrı ayrı gösterilmiş bulunan bir vergidir. Emlak Vergisi Kanunu gereğince tahsil edilir. Konu hakkında verilen yargı kararlarında, sigorta, vergi ve benzeri yükümlülüklerin yan giderlerden kabul edilmediği gibi sözleşme ile kiracıya yükletilmesinin kira bedelinin bir parçası olduğunun da kabulünü gerektirmediği ve giderlerin ödenmemesi halinde temerrüde esas alınmaması gerektiği kararı açıklanmıştır (Y. 3. HD. 11.12.2018 T. 2018/6066 E. 2018/12636 K.). Çevre temizlik vergisi ise; Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve Belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik vergisine tabi bulunmaktadır. Çevre temizlik vergisinin mükellefi söz konusu binaları kullananlardır. Dolayısıyla, kiraya verilen binalar için çevre temizlik vergisinin mükellefi kiracılardır. Belediye Gelirleri Kanunu gereğince de ilgilisinden tahsil edilir. (2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 44'üncü maddesi). Vergi ve benzeri yükümlülüklere katlanma borcu, kiralananın kullanımı ile ilgili olan yan giderlere katlanma borcundan ayrı olarak düzenlenmiş ve yan giderlere dahil edilmemiştir. Konuya ilişkin bir kararda, vergi, sigorta ve benzeri yükümlülüklerin genel hükümlere göre alacak şeklinde kiracıdan tahsilinin istenebileceği, TBK m. 315 çerçevesinde tahliyeye neden olamayacağı, genel alacak davası ile kiracıdan tahsil edilmesi gerektiği açıklanmıştır (Y. 6. HD: 20.09.2016 T. 2016/5242 E. 2016/5299 K. ). 3. Örnek Yargı Kararları Keşide edilen ihtarnamenin temerrüt sonucunu doğurabilmesi için öncelikle kira sözleşmesinde ortak giderlerden yan gider kapsamında olan giderlerin kiraya veren tarafından ödenerek yan giderin istenebilir olması sağlandıktan sonra ihtarname keşide edilmesi gerekir. Aksi takdirde yan gider niteliğinde Kat Mülkiyet Kanunu kapsamındaki ortak giderlerin ödemeden kiracıdan talep edilmesi kiraya verene fesih hakkı tanımaz (Y. 6. HD. 09.12.2014 T. 2015/6195 E. 2015/9632 K.). TBK’nın 314 ve 315 maddelerinde kira bedeli veya yan giderleri ödeme borcunu ifa etmeyen kiracının temerrüdü düzenlenmiş (Sadece kira borcunu değil yan gideri de ödemeyen kiracının temerrüdü sebebiyle kiralayan alacaklı akdin feshini isteyebilir) olup kiralayan alacaklı, sadece kira borcunu değil yan gideri ödemeyen kiracının temerrüdü sebebiyle akdin feshini isteyebilir. Buna göre takip konusu, kira bedeli dışında, kiradan kaynaklı yan giderlere ilişkin olduğundan yukarıda belirtilen maddeler uyarınca sadece yan giderlere ilişkin alacakların ödenmemesi durumunda da örnek 13. Adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin ilamsız takip yapabilecektir (Y. 12 HD. 16.05.2024 T. 2023/8563 E. 2024/4902 K.). Temerrüt nedeniyle dava açılabilmesi için kiracıya süreli ihtarın gönderilmesi gerekir. Davacı kiraya veren tarafından davalı kiracıya 30 gün ödemeli temerrüt ihtarı gönderilmediğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir (Y. 6 HD. 04.12.2013 T. 2013/15435 E. 2013/16290 K.) Kira sözleşmesinde, aidatın kiracı tarafından ödenmesi kararlaştırılmış olmasına rağmen ödenmemesi durumunda kiraya veren tarafından önce aidat borcu yönetime ödendikten sonra kiracıdan talep edilmesi gerekir (Y. 3. HD. 22.06.2009 T. 2009/10087 E. 2010/429 K.). Kira sözleşmesinin 6.maddesinde kararlaştırılan vergilerden Emlak Vergisi, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan kiralayan tarafından ödenmesi gerekir. Çevre temizlik vergisi ise, taşınmazın kullanımından kaynaklandığından kullanan tarafından ödenmesi gereken bir vergi türüdür. Bu bağlamda değerlendirildiğinde; Çevre temizlik vergisi, kiracının kira bedeli dışında ödeyeceği yan giderlerdendir. TBK'nun 315.maddesi, kiracının temerrüdünü düzenlemiştir. Anılan maddede “Kiracı, kiralananın tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir.” yazılıdır (Karşı Oy Y. 3. HD. 04.04.2017 T. 2017/9272 E. 2017/4570 K.). Davacı, dava dilekçesinde; Davalının 20.06.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığı işyerinde su elektrik aboneliğinin kendisi adına olduğunu ve davalının 15803 TL elektrik ve 2230 TL su bedelini ödemediğini davalıya yapılan sözlü ihtarlara rağmen bu bedellerin ödenmediğini belirterek davalının sözleşmeye aykırılık ve temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında kira sözleşmesi ve kiracılık ilişkisi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre kiralananın konut ve çatılı işyeri kiralarına tabi olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde temerrüt veya sözleşmeye aykırılık nedeniyle dava açılabilmesi için kiracıya süreli ihtarın gönderilmesi gerekir. Ayrıca yan giderlerin ödenmemesi sözleşmeye aykırılık değil temerrüt nedeniyle tahliye sebebidir. Davacı tarafından davalıya en az 30 gün süreli ihtar gönderilmediğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir (Y. 6. HD. 11.10.2016 T. 2015/9980 E. 2016/5837 K.). Türk Borçlar Kanunu'nun 302. maddesinde sözü edilen kiralananla ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülükler ise kiralananın kullanılmasından değil kiralananın kendisinden kaynaklanan asıl giderlerden olup Türk Borçlar Kanunu'nun 303 ve 315. maddelerinde bahsedilen yan giderlerden kabul edilemez. Bu gibi giderlere ilişkin yükümlülüklerin sözleşme ile kiracıya yükletilmesi onların kira bedelinin bir parçası olduğunun kabulünü gerektirmez. Kira bedelinden sayılmayan bu giderlerin ödenmemesi temerrüte esas alınamaz. Bu nedenle Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesine dayanılarak tahliye istenemez. Ancak genel hükümlere göre alacak şeklinde kiracıdan tahsili istenebilir (Y. 3. HD. 11.12.2018 T. 2018/6066 E. 2018/12636 K.). Yerel mahkemece takip talebinde kira alacağının yanında 520-TL aidat borcunun da tahsilinin istenildiği, bu alacağa itiraz edilmediği gibi borcun da ödenmediği, bu alacak yönünden temerrüdün gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yan giderlerin ödenmemesinin temerrüde esas olabilmesi için davacı alacaklı tarafından ödendiğinin ispatlanması gerekir. Davacı alacaklı 520-TL aidat borcunu site yönetimine ödediğine ilişkin makbuz sunmadığına göre bu alacak yönünden temerrüdün oluştuğundan söz edilemez (14.05.2015 T. 2015/3243 E. 2015/5009 K.). Somut olayda alacak site aidatına ilişkindir. Site aidatının kiralananın kullanımına ilişkin bir yan gider olduğunda kuşku yoktur. Ancak site aidatı sözleşmede aksi belirtilmedikçe site yönetimine ödenmesi gereken bir borç olduğundan kiracıdan istenebilmesi ve temerrüt ihtarına konu edilebilmesi için kiraya verenin bu bedeli site yönetimine ödemiş olması gerekir (Y. 6. HD. 30.09.2014 T. 2014/7734 E. 2014/10611 K.). KAYNAKÇA AKSOY Gürcü ‘’Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarında Kiracının Kira Bedelini ve Yan Giderleri Ödememe Borcunda Temerrüdü ve İki Haklı İhtar Sebebiyle Tahliye’’, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) DEMİRCİOĞLU, Huriye Reyhan, Kira Sözleşmesinde Yan Giderler, Ankara 2018 ÖKTEM ÇEVİK Seda, ‘’6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Hükümleri Uyarınca Kira Sözleşmesinde Kira Bedeli Dışındaki Giderleri Ödeme Borcunun Değerlendirilmesi’’, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Haziran 2012 SERT SÜTÇÜ, Selin ‘’Kira Sözleşmesinde Yan Gider Kavramı’’, Kira Hukuku Davaları, 3. Baskı, Ankara: Seçkin Yayınevi, 2025 YAYLA, Mert ‘’Kira Sözleşmesinde Yan Giderden Sorumluluk’’ (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019)